İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | get dark f. | kararmak | ||
In winter, the days become shorter and it gets darker earlier. Kış aylarında günler kısalır ve hava daha erken kararır. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | get dark f. | hava kararmak | ||
It got dark and I was at loss what to do. Hava karardı ve ben ne yapacağımı şaşırdım. More Sentences |
||||
Genel | get dark f. | karanlık olmak | ||
It's already getting dark. Zaten karanlık oluyor. More Sentences |
||||
Genel | get dark f. | karanlık çökmek | ||
The sun sank below the horizon and it got dark. Güneş ufkun altına battı ve karanlık çöktü. More Sentences |
||||
Genel | get dark f. | ortalık kararmak | ||
Genel | get dark f. | akşam olmak | ||
Genel | get dark f. | karanlık basmak | ||
Genel | get dark f. | gün kavuşmak |